Ailesi Ceylanpınar ilçesinde yaşayan 12 yaşındaki Abdülbaki Dakak, Eyyübiye ilçesinin Beşat köyünde, köyün mezarlığının içinde inşa edilen medresede, akranı 19 çocukla beraber yatılı olarak kalıyordu.
13 Haziran’da sabah erken saatlerde medreseden çıktıktan sonra kendisinden haber alınamayan çocuğun cesedi, bir gün sonra yakınlardaki bir ahırda asılı olarak köydeki çocuklar tarafından bulundu.
Sekiz kardeşin en küçüğü olan Abdülbaki Dakak, ailesinin yaşadığı Ceylanpınar’da Asri Mezarlıkta toprağa verildi.
Abdülbaki’nin ahırdaki cesedini ilk görenlerden biri de amcası Abdülhadi Dakak’tı.
Gündüzleri örgün eğitime giden çocuk hakkında, ailesinin baskısıyla medreseye devam ettiği, yatılı olarak kaldığı medreseden birçok defa kaçmaya çalıştığı ve bu yüzden ailesinden çok baskı gördüğü iddiaları öne sürülüyor.
BBC Türkçe, amca Abdülhadi Dakak ile telefonda görüştü. Amca Dakak, tüm iddialara karşı çıktı ve ailenin büyük bir acı yaşadığını söyledi.
Yeğeninin hayat dolu bir çocuk olduğunu anlatan Dakak, güvenlik kameralarından kayıtları izledikten sonra yeğenin intihar ettiğine ikna olduğunu söyledi:
“Kamera kayıtlarını görmeseydim, bu kadar hayat dolu bir çocuğun intihar etmiş olacağına ben de ihtimal vermezdim ama sabah namazını kılmış, dişini fırçalayıp çıkmış, doğrudan ahıra gitmiş ve bir daha çıkmamış.”
Çocuğun birkaç defa kaçtığı ve babasının ona şiddet uygulayarak geri getirildiği iddialarına da tepki gösterdi:
“Babası öyle bir insan değil, mütedeyyin ve diğer çocuklarını çok seviyor, onları medreseye dini eğitime gönderdi.
“Yeğenim iki buçuk yıldır medresede, daha önce Ceylanpınar’daydı ama oradaki yıkılınca, bu köydeki imam akraba diye babası onu oraya gönderdi.
Yeğenim eğer baskıyla gitseydi, zorla olsa bir gün olur, bir hafta olur, iki buçuk yıl zorla nasıl olur, nasıl hafız olur zorla?”
Abdülbaki, bir hafta önce babasına telefon açıp karnesini alıp geleceğini söylemiş.
Amca Abdülhadi Dakak, ailenin Menzil tarikatı müridi olduğu, köydeki bu medresenin de aynı tarikat tarafından kurulduğu iddialarının da doğru olmadığını savundu.
Küçük çocuğun şüpheli ölümüyle ilgili Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı.
AVUKAT KAYA: ‘ÇOCUĞU BU SÜRECE GÖTÜREN ŞEYİN NETLEŞMESİ LAZIM’
Şanlıurfa Barosu Çocuk Hakları Merkezi avukatlarından avukat Abdülkadir Kaya, soruşturmaya bakan savcı ile görüştüklerini, savcının ölüm nedeni “Yüzde 99 intihar vakası” olarak değerlendirdiğini söyledi.
“O yaştaki bir çocuğun böyle bir şey yapıp yapamayacağı konusunda derin bir araştırma istedik, bu işte fail var mı, bu çocuğu bu sürece götüren neydi, bunların netleşmesi lazım” dedi.
Avukat Kaya, çocuğun akrabası olan bazı öğrencilerin de aynı medresede kaldığını belirtti ve savcılığın bu çocukların ifadesini alması bunun için, bir çocuk savcısının da bu soruşturmaya dahil edilmesi gerektiğini aktardı. Avukat Kaya şöyle devam etti:
“Biz, herhangi bir taciz, cinsel istismar durumu var mı diye sorduk, çünkü bu yönde endişelerimiz vardı, savcı da özellikle bu konuda hassas davrandığını, dikkatle incelediklerini, ön muayene bulgusunda böyle bir bulgunun tespit edilmediğini bize söyledi.”
Diyanete bağlı olmayan bu medresenin, fahri bir köy imamı tarafından idare edildiği belirtiliyor.
Avukat Kaya, söz konusu vakıfla görüştüklerini ve vakfın bu iddiaya karşı çıktığını söyledi ve gözaltına alınan imamın da bu iddialara karşı çıktığını belirtti:
“Biz de söz konusu yapı ile görüştük ve bu medresenin kendilerine bağlı olmadığını, yapının ve işleyişin tüzüklerine aykırı olduğunu söylediler ama savcılığın tüm detayları büyük bir hassasiyetle incelemesi ve soruların yanıtlarını ortaya çıkarması gerekiyor”.
Kaynak: BBC TÜRKÇE