Prof. Uzunkoy, yaptığı açıklamanın devamında, ''Bu ABD ve Batı ülkelerinde daha fazla iken, güneydoğu asya ülkelerinde daha azdır. Bizim Ülkemizde görülme oranı batı ülkelerine yakındır. Son yıllarda meme kanseri sıklığı artmakta ve görülme yaşı giderek daha erken yaşlara inmektedir. Bizim ülkemizde de bu durum böyledir. Benim hastalarımın büyük çoğunluğu da 50 yaş altındadır. Meme kanserine neden olan faktörlerin %80’i önlenebilir faktörlerdir'' diye konuştu.
Meme kanserinden korunmanın yollarını da anlatan Uzunkoy, ''Yani biz bu faktörleri bilir ve bunlardan kaçınabilirsek meme kanserinin %80 kadarını önleyebiliriz. Önleyemediğimiz kısma da erken tanı koyarak, tamamem ve meme kaybına yol açmadan tedavi edebiliriz. Meme kanserine neden olan faktörleri bilmek ve bunlardan kaçınmak çok önemlidir. Bunlar arasında, sağlıklı beslenme, alkol ve sigaradan kaçınma, ideal kiloyu koruma, 30 yaş öncesi çocuk sahibi olma, yeterli emzirme, hormon ilaçlarını dikkatle kullanma, düzenli spor yapma, her ay kendi kendine meme muayenesi, yılda bir bu konuda uzman hekime meme muayenesi olma, meme taraması filmini 40 yaşından sonra, 50 yaşına kadar bir veya 2 yılda bir yaptırma, 50 yaş sonrası her yıl yaptırma, ailesinde ve akrabalarında meme veya diğer kanser varsa mutlaka hekime giderek gerekli incelemelerin yapılması gibi önlemler alınarak meme kanseri önlenebilir ve çok erken safhada tanı konulabilir'' şeklinde konuştu.
Meme kanserinden önce de bilinmesi gerekenleri sıralayan Uzunköy, ''Meme kanserinin belirtilerini bilmek de çok önemlidir. Bu belirtilerden herhangi birinin varlığında mutlaka bu konuda uzman genel cerraha ve cerrahi onkoloji uzmanına başvurulması gerekir. Memede kitle veya sertlik hissedilmesi, şekil bozukluğu, meme başı veya derisinde çekilme, memede kızarıklık, şişlik, çatlama, kabuklanma, memede portakal kabuğu görünümü, meme başından süt dışı akıntı, özellikle kanlı ve pembe ve berrak akıntılar, koltuk altında şişlik ve kitle gibi belirti veya bulguların varlığında mutlaka bu konuda uzman hekime başvurulması gerekir. Meme kanserinin tedavisine birçok uzmanlık alanını ilgilendiren branşların birlikte değerlendirmesi ile başlanır. Cerrahi onkoloji, tıbbi onkoloji, patoloji, radyoloji, radyasyon onkolojisi, tıbbi genetik, nükleer tıp uzmanı, meme kanseri tanı ve tedavisinde rol oynayan uzmanlık alanlarıdır. Meme kanserinin tedavisinde, kanserin özelliklerine göre bazı hastalarda önce ilaç tedavisi ile başlanırken, bazı hastalarda cerrahi tedavi ile başlanmaktadır. Meme kanseri tedavisinde, memede görülen kitleyi hemen çıkarmak yanlıştır. Önce kesici iğne biyopsisi ile tanı konulmalıdır. Maalesef bana dışardan gelen hastalarımın bir kısmına sadece ultrasonografi ile biyopsi yapılarak kitle çıkarılmış. cerrahi sınırlarda tümör var mı yok mu belli değil. Bunu yapmak hastaya çok şey kaybettirmektedir. Bu hastalar önceden ilaç verilerek yapılacak tedavi şansını ve memekoruyucu şansını kaybetmektedirler. Yaşam süreleri de bu yanlış başlangıç ile çok kısalmaktadır. Bugün, bu konuyla uğraşan bizler,saydığım uzmanlık alanları ile, hastayı kendi aramızda değerlendirerek tedaviyi planlamaktayız. Bu arada az da olsa erkeklerde de meme kanseri görülebileceğini, erkeklerin de bu konuda duyarlı olması gerektiğini belirteyim. Sonuç olarak, meme kanserinden korunmak elimizdedir. Erken tanı ile meme kayıpları önlenebilir ve tam tedavi sağlanabilir. Burada önemli olan, tanı ve tedavi için bu konuda uzman kişilere başvurmaktır. Aksi halde, hem meme kaybı, hem de yaşam süresinde ciddi kısalma ve hayat kalitesinde ciddi bozulma meydana gelmektedir. Cerrahi onkoloji uzmanı olarak, meme kanseri ile ilgili farkındalık yaratmak amacıyla her yıl ülkemizde 1 – 31 Ekim tarihleri arası ”Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olarak kutlanmaktadır.
Meme Kanseri Farkındalık Ayı Etkinlikleri kapsamında hastanemiz poliklinik giriş katta bilgilendirme standı kurulmuştur'' ifadelerini kullandı.