Şanlıurfa'da sokaklar hem sabah hem akşam saatlerinde, yaz kış fark etmeksizin, patlıcan biber kokardı. Kimi kahvaltıda tüketirdi bu sebzeleri, kimi akşam yemeğinde sofrasının vazgeçilmezi olarak görürdü. Kimileri de yemeklerinin yanında meze olarak tüketirdi. Şimdilerde fırınlar da bile patlıcan biber kokusu almak neredeyse imkansız hale geldi. Son dönemlerde gıda ürünlerindeki fahiş artışlar geniş ailelerin belini bükerken, Şanlıurfa'nın vazgeçilmez lezzeti patlıcan ve bibere gelen uçuk zamlar da fırınlarda yemek pişirme geleneğini neredeyse tarihe karıştırmak üzere.
MESUT USTA: FIRINA KORUMA İLE GELMELERİ GEREKİYOR
Haliliye’de 35 yıldır bir fırının ocak bölümünde çalışan Mesut Batur, artık vatandaşların patlıcan biber pişiremediklerini belirterek “Vatandaşların fırına patlıcan biber getirirken koruma ile gelmeleri gerekiyor” dedi.
Mesut Usta, taş fırın geleneğinin ve misafir ağırlama geleneğinin çok değiştiğini söyledi. Mesut Usta, “Esnaf olarak bu sektörde çok şeyler gördük, böylesini görmedik. Eskiden Ramazan aylarında patlıcan biber Urfa’nın yöresel yemeğiydi. Şimdi vatandaşların fırına patlıcan biber getirirken koruma ile gelmeleri gerekiyor. Patlıcanın kilosu 35 TL, biberin kilosu 50 TL olmuş. Biz esnaf olarak Ramazan ayında misafir çağırırdık, özel yemekler yapardık, şimdi patates pişiriyoruz onu da zar zor yapıyoruz. Artık patates de ucuz değil, kilosu olmuş 8 TL” diye konuştu.
"PATLICAN BİBERİN ÖZLEMİNİ ÇEKİYORUZ"
Ekmek ve sebze fiyatlarındaki artış nedeniyle vatandaşların tüketim alışkanlıklarının değiştiğini belirten Mesut Usta, daha çok patates soğan pişirildiğini gözlemlediklerini söyledi. Mesut Usta, şunları ifade etti:
"Fırında patlıcan ve biber pişirmek Urfa’da bir kültür, bir gelenektir. Ben de bir tüketiciyim, fiyatlar çok yüksek, alamıyoruz. Şu an bunun özlemini çekiyoruz. Vatandaş mağdur. Urfa’da kalabalık aileler var. 10 kişilik bir aile düşünün. Ekmek 2,5 TL. Sabah, öğlen, akşam 10 ekmek alsa 75 TL yapar. Aylık hesaplanırsa bin 800 - bin 900 TL yapar. Az para değil. Asgari ücret 4 bin 250 TL.”
"25 TEPSİDEN 2'Sİ ETLİ"
Mesut Batur, fırına getirilen yemeklerin arasında artık eskisi gibi etli yemekler görülmediğini kaydetti.
“Bir ekmek yiyen şimdi yarım ekmek yiyor” diyen Mesut Usta, “Biz küçükken, 30-35 yıl önce annemiz bize zeytin verirken sayılı veriyordu. Şimdi o günlere geri döndük. İleri gidemiyoruz. Hep geriye gidiyoruz. Dün akşam yemek pişirdim. 25 tepsi içinde sadece 2 tanesi etli geldi" dedi.
"ÇÖMLEK YEMEĞİNİ DE PİŞİREN NEREDEYSE YOK"
Mesut Usta, eski Ramazanlar ile şimdiki Ramazan arasında fırınlarda yapılan yemekler arasında büyük bir fark olduğunu belirterek, "Mesela biz Ramazan ayı olduğu zaman patlıcan biber çoğu zaman yanında domates olurdu. Şimdi yok, kimse alıp yemek yapamıyor. Eski Ramazan aylarında yemekler yapılıp komşulara götürülürdü şimdi kendisi yapamıyor ki komşuya da götürsün. Ramazan’da, diğer günlerde kendimize bir çömlek yapardık. Bizim geleneklerimizde olan bir yemek çömlek. Bu yemek sadece biber, domates, etten oluşuyor. Şimdi domates, biber ve et alamıyoruz. Etin kilosu 120 TL, domates 25 TL, biber ise 50 TL… hepsinden birer kilo alsan 200 TL yapar. Biz bu parayı kazanamıyoruz. Hepsinden birer kilo diyorum, fazlasını demiyorum” ifadelerini kullandı.