ŞANLIURFA – Hızla artan kira bedelleri, ev sahibi-kiracı ilişkilerinde son birkaç yıldır büyük sorunlara sebep oldu. Zam konusunda anlaşamayanlar, tahliye isteyenler mahkemenin yolunu tuttu. Yığılan taleplerle adliyelerdeki dava yükü artarken, sonuç için öngörülen süreler 2,5-3 yıla ulaştı. İşte bu sorunun çözümü için hazırlanan kanuni düzenleme geçtiğimiz günlerde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. 1 Eylül 2023 itibarıyla bir mal sahibi veya kiracı, dava açmak istediğinde arabulucuya başvurmadan doğrudan dava açamayacak.
Peki başvuru nereye, nasıl yapılacak, maliyeti ve süresi ne olacak? Yeni düzenlemeyle ilgili tüm detayları Avukat Uzman Arabulucu Ceylan Pala Karadağ, BİHA’ya anlattı.
KARADAĞ: TARAFLAR ÖNCE ARABULUCUYA BAŞVURMAK ZORUNDA
Karadağ, eylül ayından itibaren kira tespit davalarında, kira tahliye davalarında, kiracı ve mal sahibinin kira sözleşmesi kaynaklı ihtilaflarında, taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklarda artık arabuluculuk şartı arandığını vurgulayarak, “Dava açılmadan önce hangi taraf olursa olsun önce arabuluculuğa başvuracak. Arabuluculuk süreci sonuçlandıktan sonra dava aşamasına geçilecek” dedi.
Davayı açmak isteyenin öncelikle arabulucuya başvuracağını belirten Karadağ, “Misal bir kira sözleşmesinde ev sahibi de başvuracak olsa kiracı da başvuracak olsa, kira bedeli tespiti de olsa bu dava ya da tahliyesi davası da olsa, ihtiyaç için tahliye davası da olsa hangi taraf olursa olsun o arabuluculuğa başvurmak zorunda. Davayı kim açmak istiyorsa o öncelikle arabuluculuğa başvuracak” diye konuştu.
Karadağ, adliyelerde arabuluculuk merkezlerinin bulunduğunu, vatandaşların oraya da gidip başvuru yapabileceğini dile getirerek, “Arabuluculuk sürecine başvurmak ücretsiz durumda ya da arabuluculuk merkezlerine de taraflar başvuruda bulunabiliyorlar. Asgari olarak birden fazla olması öneriliyor tarafların buluşmasının Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından ama 2 oturum, 3 oturum da olabilir. Önemli olan tarafların uzlaşmasıdır” ifadelerini kullandı.
“SULH HÂKİMİNİN ONAYINDAN GEÇTİKTEN SONRA ANLAŞMA İCRA EDİLEBİLECEK”
Arabuluculuk görüşmelerine tarafların bizzat kendilerinin veya avukatlarının katılabileceği bilgisini veren Karadağ, “Arabuluculuk anlaşmamayla sonuçlanmadığı takdirde arabuluculuğun hazırladığı tutanak resmi bir belge olacak ve o tutanakla birlikte dava dilekçisine ek yapılarak dava açılabilecek. Arabuluculukta anlaşma olduğu takdirde sulh hâkiminin onayından da geçtikten sonra bu anlaşma icra edilebilecek. Arabuluculuk işlemini reddetmekten ziyade arabuluculuk zorunlu bir dava şartı olduğu için bunu reddetmek mümkün değil. Tarafların katılması bu noktada büyük önem taşıyor. Kendileri veya vekilleriyle eğer ki toplantılara katılım sağlamazlar ise geçerli bir mazeretleri olmadan bununla ilgili yükümlülükleri doğuyor” dedi.
TARAFLARA UZLAŞMA TAVSİYESİ
Taraflara kendilerine arabulucudan davet mektubu geldiği zaman bu davete icabet etmelerini, eğer bu konuda yardıma ihtiyaç duyulmaları halinde mutlaka hukuki yardım almalarını, delilleri varsa bunları o süreçte rahat bir şekilde konuşmalarını öneren Karadağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü arabuluculuk sürecinde delillerin sunulması, konuşmaların yapılması büyük bir gizlilik içerisinde, büyük bir özen yükümlülüğü içerisinde yapılıyor, o noktada teklifte bulunurken içleri rahat olsun. Dava açıldığı zaman davalardaki mahkemelerin iş yükleri, davaların uzun yıllar sürecek olması, bu süreçte enflasyonun, paranın değer kaybı gibi tüm bunları göz önüne alarak uzlaşmanın daha iyi bir yol olabileceğini unutmamalarını tavsiye ediyoruz”.