Bugün 8 Mart… Bir kutlama değil, bir anma ve mücadele günü. Kadınların tarih boyunca eşit haklar için verdikleri mücadelenin simgesi, direnişin ve umudun adı. Dünyanın dört bir yanında milyonlarca kadın, sadece cinsiyetleri yüzünden eşitsizliğe, şiddete, ayrımcılığa ve adaletsizliğe maruz kalıyor. Ancak bu karanlık tabloya rağmen, her yıl 8 Mart’ta yankılanan ses, kadınların asla pes etmeyeceğini, hakları için mücadele etmeye devam edeceğini gösteriyor.
Kadınların Mücadelesi Tarih Yazdı
Kadınların eşit haklar için verdiği mücadele, yüzlerce yıl öncesine dayanıyor. 1857’de New York’ta bir tekstil fabrikasında çalışan kadın işçilerin, daha iyi çalışma koşulları için başlattıkları grev, işverenlerin sert müdahalesiyle trajediye dönüştü. 129 kadın, fabrikaya kilitlenerek çıkan yangında hayatını kaybetti. İşte bu olay, 8 Mart’ın bir simgeye dönüşmesinin başlangıcı oldu.
Sonraki yıllarda kadınlar, oy hakkından çalışma hayatındaki eşitliğe, eğitim hakkından toplumsal hayatta görünürlüğe kadar pek çok alanda mücadele etti. Türkiye’de de bu mücadele 1934’te kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesiyle büyük bir dönüm noktasına ulaştı. Ancak hakların yasalarda yer alması, her zaman gerçekte uygulanması anlamına gelmiyor. Bugün hâlâ kadınlar, hak ettikleri eşitliği tam anlamıyla yaşayabilmiş değil.
Kadınların Mücadele Ettiği Sorunlar
Dünyanın birçok yerinde kadınlar, hâlâ çok temel sorunlarla yüzleşiyor:
- Kadına Yönelik Şiddet: Her yıl binlerce kadın, sadece kadın oldukları için şiddete uğruyor, öldürülüyor. Evde, sokakta, işyerinde şiddetin farklı türleriyle karşı karşıya kalıyorlar.
- Eşitsizlik: Kadınlar, aynı işi yapmalarına rağmen erkeklerden daha az ücret alıyor, üst düzey yöneticilik pozisyonlarına gelmeleri engelleniyor.
- Eğitim Fırsatları: Dünyanın birçok yerinde kız çocukları hâlâ eğitimden mahrum bırakılıyor, erken yaşta evliliğe zorlanıyor.
- Temsil Edilememe: Siyasette, bilimde, sanatta ve medyada kadınların temsili hâlâ erkeklere oranla çok düşük seviyelerde.
Bu liste uzayıp giderken, kadınların mücadelesinin ne kadar hayati olduğu da bir kez daha ortaya çıkıyor.
Değişim İçin Ne Yapmalı?
Kadınların eşit haklara sahip olduğu bir dünya için sadece kadınların mücadelesi yetmez. Toplumun tüm bireyleri, özellikle de erkekler bu mücadelede kadınların yanında yer almalı.
- Kadına yönelik şiddetle mücadelede daha caydırıcı yasalar çıkarılmalı ve uygulanmalı.
- Eğitim politikaları kadın-erkek eşitliğini destekleyecek şekilde düzenlenmeli.
- Kadınların iş hayatında daha görünür olması teşvik edilmeli, eşit işe eşit ücret ilkesi uygulanmalı.
- Kadınların siyasette, medyada, bilimde ve her alanda temsili artırılmalı.
Bugün kadınlar, her şeye rağmen direnmeye, üretmeye ve dünyayı değiştirmeye devam ediyor. Onlar sadece anne, eş, kız kardeş değil; aynı zamanda bilim insanı, mühendis, sanatçı, lider ve hayatın her alanında var olan bireyler.
8 Mart, bir kutlama günü değil, bir farkındalık günü. Kadınların haklarının tam anlamıyla korunduğu, eşit fırsatlar sunulduğu bir dünya, sadece kadınlar için değil, herkes için daha adil ve yaşanabilir bir dünya olacaktır.
Bugün bir kadının sesini duyun, onun yanında olun, ona değer verdiğinizi gösterin. Çünkü kadın hakları, insan haklarıdır.
Yorumlar
Kalan Karakter: