Futbol; oyun ve eğlencenin yanında en büyük afyondur. İster inanın ister inanmayın insanları uyutmaya ve oyalamaya yarayan ana iskelettir. Ana giriş kapısıdır. Kapitalizmin en büyük sermayesidir.
Futbol maçları gündemimizi işgal etmeye devam ediyor. Bir taraftan lig maçları, diğer taraftan kupa maçları, dünya kupası, elemeler, hazırlık maçları derken yılın elli iki haftası dopdolu. Haftanın en az üç günü oynanan oyunlar, olayın vahametini sergilemesi açısından son derece manidardır.
Futbol müsabakaları; Müslüman dünyası adına zerre kadar bir iyiliğe, bir hayra, bir kurtuluşa, kültürel bir faaliyete yol açacak olsaydı emin olun yasaklanırdı. Oynatılmazdı bir daha.
Futbol ile yatıp kalkanların zihinleri o kadar boş ki ne yaptıklarını bilebilecek bir düşünceden bile yoksundurlar. Modern hayatta(!) düşünmeme düşüncesi iyi pirim yapıyor. Düşünmek için boş zaman bile göz dikiyor. Ya beni konuş ya da uyu yat uyu hesabı.
Futbol, olaylar üzerinden düşünmeyi engelleme, harekete geçmeyi sekteye uğratma, okumayı felç etme operasyonudur.
Altı üstü bir maç oynanacak. İki takım karşı karşıya gelecek. Peki bundan bana ne? Bizi alakadar eden tarafı ne?
Kültürel faaliyet(!) Uyutma seansları… Bazı oyuncular sağlıklı bir yaşam için spor yapacaklar... Stadyumlar şâşalı, ekranlar olabildiğince devasa ve cafcaflı... Atmosfer allı pullu... Paralar ise cukkalı… Futbolun ilahı... Ortalıkta dolaşan milyonları bulan mabutları.
Hava dolu plastik bir topa vuracaklar. Top havalanacak ve iki direğin arasından geçecek. Olay bu kadar basit. Tersini dönmüş dünya ters işleri doğru görmeye başlar hesabı... Baldırı çıplak, ahlakı dazlak birkaç insan bir buçuk saat spor yapacaklar çim sahada. Kar kış demeden binlerce insan gününü murdar ederek statta yer alacak. Donacak veya terden sırılsıklam olacak. Eyvah! Eyvah! Eyvah ki ne Eyvah!
Allah’ın aklıma sen mukayyet ol! Modern cukka böyle mi olmalı?
Milyonların gözü hareket halindeki topla birlikte bir o yana bir bu yana fır dönecek. Sosyal hayatta cereyan eden döneklik, buradan başlıyor olmalı. Ana kaynağı ana menba-ı bu olmalı. Hayatta cereyan eden dönekliğin statlardan yaşam alanına akan ana iksir olduğunu kim inkar edebilir? İyi ki de masa tenisi maçlarını izlemek futbol maçlarını izlemek gibi revaçta değil günümüzde. Yoksa halimiz yaman olurdu. Allah muhafaza buyursun cümle ümmet-i Muhammed (s.a.v.)’i!
Günler öncesinden başlayan yorumlar, günler sonrasına sarkan hararetli fikir teatileri... Kişinin şahsına munhasır uyutma seansları bedavadan satılıyor ortalıkta. Alan memnun satan memnun, kime ne bundan? Bu işten rant devşirenler hiç olmadığı kadar musmutlu.
Dünyanın parası harcanıyor bu afyon denilen melanete, rezalete. Boşuna mı bu organizasyon, bu devasa güç?
Harcanan paraları söylemiyorum, işlenen rezalete değinmiyorum, ortalığa saçılan ahlaksızlıkları dile getirmiyorum, içilen içkileri görmüyorum, kumardan dem vurmuyorum, giden zamana üzülmüyorum, uyutulan insanlığa karışmıyorum bile. Bunlar işin zevkli tarafları…
Öyle mi?
“Ben olsaydım şöyle yapardım. O olmasaydı böyle olurdu. Ofsayttı, hakemin hatasıydı. Komploydu.” gibisinden üst perdeden yırtınmalar... Dövünmeler... Analizler... Taktikler... Bilgi alışverişleri… Bilgeliklerin üçü beş para(!) Profesörler bile şapka çıkarıyor bu işe. Boşu boşuna akıp giden mesailer…
Ben buna; “Saatlerce süren gıgıldamalar.” diyorum sadece... Yeni konuşmaya başlayan bir çocuğun konuşma alıştırmaları gibi bir şey… Siz buna; “Fikir teatisi deyin, siz buna spor deyin, eğlence deyin, kültür(!) deyin, oyalanma deyin, ahlama, oflama, puflama deyin yuhalama deyin. Ne derseniz deyin...”
Türkiye açısından söylüyorum. Bunu yapanlar, oyalananlar, kendilerini günlerce bu muhabbete kaptıranlar, Afyon’a kapılanlar, kablolu yayınların aile içindeki etkilerine ve tahribatına aldırmayanlar, servis edenlerin hepsi Müslüman(!) Bunlar söz ile mi Müslüman, gerçekten mi Müslüman bilemem. Ben Müslümanım dedikleri için bu isimlendirmeyi yapıyorum. Yoksa ne haddime…
Buraya kadar herşey normal ve olagan. Olagan üstü bir durum yok ortada. Ancak bu konuya değiniyor olmam anormal. Alışılagelen alışkanlıklar. Her gün tekrar edilen vakâ-i adiye’den olaylar. Küçükten yetişmeler. Dini savunmanın çok fevkinde fanatizmi andıran taraftarlıklar...
Üç Peygamber ismini bilemeyen, üç sure ismini ardı sıra düzgün telaffuz edemeyen, sözüm ona bu Müslümanlar(!) takımın tüm futbolcularının yanında rakip takımın futbolcularını, top toplayıcılarını, ayakkabı boyayıcılarını, kapıda bekleyen horlayıcılarını ve havlayıcılarını da iyi bilirler. Yaşını, alışverişini ve misafirlerini bile sayıyorlar…
Dedim ya hepsi Müslüman(!) Siz bunlara Futbol Afyonu Müslümanları da diyebilirsiniz.
Şimdi söyleyeceklerime kulak kabartın. İnanmayabilirsiniz bu dediklerime. Hadi oradan, sana ne de diyebilirsiniz. O zaman size bir öneride bulunacağım. Siz de bir deneyin derim. Haksız çıkarsam namerdim. Haftanın sekiz(!) gününü fotbol ile değerlendiren(!) sözüm ona bu Müslümanlar ile dini bir konuyu açın ve konuşmaya başlayın. Seyreyleyin gümbürtüyü. Haftanın sekiz günü mangalda kül bırakmayan bu kesimin neler söyleyeceklerine pür dikkat kesilin. Bu kesimin yanında dini bir konuyu açmanız bile büyük bir mucize olacak. Ya esneyecektir ya ortamı değiştirmeye çalışacaktır ya da saçını sakalını kaşımaya başlayacaktır. Dövülmediğinize veya sövülmediğinize ellerinizi açarak dua edin, şükredin...
Çoğu zaman ortamı bir ayetle, bir hadisle veya dini bir mesele ile yönlendirerek şenlendirmeye çalıştığınız zaman şu cümleleri duyacağınızdan eminim. Çünkü her zaman duyduklarımdandırlar: “Offf kafam zonkluyor. Hafızam almıyor bu söylenenleri. Herkes bir şeyler söylüyor. Çok dinledim bu söylemleri. Şimdi sırası mıydı bu konuyu açmanın?”
Şimdi bir daha söylüyorum. Dini bir mesele konuşulmasın, okunan ezanlar duyulmasın, Kur’an ve Sünnet üzerinde bir mütalaa yapılmasın diye ortaya sürülmüş futbol bir afyon mudur değil midir? Ölünce mi anlayacağız bu durumu yoksa; “Mü’minler boş işlerden yüz çevirirler” ayetini şimdiden mi anlamaya çalışacağız.
Tabi tüm ayetler Müslümanlara yönelik olduğunu dile getirerek kapatayım bu kapıyı.
Allah’a emanet olun.
Yorumlar
Kalan Karakter: