Her sistem kendisine inanan, itaat eden, kendisine ait doğruları yaşayan, kendisine ait olguları kabul eden, belirlediği kurallara göre düşünen giyinen insanlar yetiştirir. Bu dünyanın her yerinde böyledir.
Laiklik ile yönetilen devletler, kendi vatandaşlarına dinin karışmadığı bir hayat tarzı sunarlar. Dinin karışmadığı bu sisteme din demek de yanlış olmasa gerek. Çünkü Allah, insanların uyması için bir kural ortaya koydu, insanlar da tebaasını yönetmek, sevk ve idare etmek üzere bir kural ortaya koydu.
Bu vesileyle insanların uzaydan gelmediklerini ya da toprakta yeşermediklerini varsaydığımızda, çarşı sokakta, parkta panayırda, alış veriş merkezlerinde sergilenen fiillerin devlet sistemi tarafından serbest kıldığı fiiller olduğunu söylememiz mümkün olacaktır. Hangi fiil olursa olsun yasaklanır ve ceza-i müeyyide uygulanırsa o fiilin sergilenmesinde ciddi kısıtlamalar ve yavaşlamalar meydana gelecektir.
Ceza-i müeyyidelerin uygulandığı yasak fiilleri işlemeye herkes cesaret edemez.
O yüzden insanlar, çevreden devşirdikleri ile ya da kanunun zorunlu kıldığı kurallar dahilinde bir hayat çizerler kendilerine. Bu durumu hemen her yerde, hemen her insanda, ulu orta sergilenen hemen her fiilde görmek mümkündür. Bu vesileyle ismi Müslüman cismi laik insanlar türedi cadde ve sokaklarda. İsmi Müslüman yaşantısı feminist, ismi Müslüman cismi sürü psikolojisi, ismi Müslüman giyim ve kuşamı Hristiyan, ismi Müslüman davranışları Yahudi insanlar çoğaldı ortalıkta.
İslam’ın da kendisine has bir yaşam, bir düşünce tarzı, bir sosyal hayatı vardır. Çünkü İslam, kendisine has bir dindir. Beşeri kuralları ihtiva etmediği için hiçbir sisteme benzemez. Kendi kurallarını kendisi bizzat ortaya serer. Kural ve kaidelere uyan insanları Müslüman, ret eden veya komposto gibi karma bir hayatı tercih edenleri de farklı kategorilere, farklı isimlere ayırır.
Kişi ya Müslümandır ya da değildir. Sınırlar bu kadar açık ve nettir. Ortası ise nifaktır. Nifak ise küfürden daha kötüdür.
Günümüz coğrafyasında en bariz şekilde tezahür eden din, feninizmdir.
Feminizm; İslam’ın kadınlara verdiği hakları, yerine getirmeleri gereken görevleri, uymaları gereken hukuku erkeklere göre konumlandırma işidir.
İslamın öngörülerini beğenmeyerek yeni kurallar ihdas etme, kendi arzu ve isteklerini din kisvesi adı altında piyasaya sürme işidir. Bu akıma, özellikle sosyal hayatta Allah’ın emirlerinin yeterli olmadığını iddia edenlerin bir araya geldikleri yepyeni bir din olduğunu söylemek yanlış olmasa gerek.
Bu beşeri dinler, insanlık tarihi ile beraber var olmuşlardır. Dünya durdukça da var olacaklardır.
Şunu bir kez daha vurgulamakta fayda görüyorum. Dünyada yaşayan tüm insanlar bugün itibariyle cennete gittiklerinde benim cehenneme düşmem, cennete gidenlerin bana sağlayacakları bir faydaları olmayacaktır. Tam tersi bir durumda, ben cennete gittikten sonra şu anda dünyada yaşayan tüm insanların cehenneme düşmeleri de bana zerre kadar bir zarar veremeyeceklerdir.
O yüzden ben kendimden sorumluyum. Benim cennete gitmem gerekiyor. Bunun için de evvela cehennemden kurtulmam lazım.
İlahi emirleri üstüme almak, kimseler inanmayacak olsalar dahi ben inanmak zorundayım. Kurtuluşum İslam ile mümkündür. Çünkü cenneti vaat eden İslam’dır. O yüzden İslam’a uygun bir yaşam sürdürmem, emir ve yasaklarını bizzat uygulamam gerekiyor.
Verdiğimiz bu örneği herkesin kendi nefsinde uygulaması gerektiğini düşünüyorum.
Birilerinin yapmadığı, işlemediği iyilikleri veya ibadetleri senin terk ediyor olman doğru olmadığı gibi birilerinin haramları işleyerek düştükleri cehenneme senin düşmen de akıl karı olmayacaktır. Şeytan zaten düşmüş bu cehenneme, ben de gideyim, onu yalnız bırakmayayım orada, demek ne kadar mantıklı bir durum olacaktır.
Sen kendinden sorumlusun. Kendi canını kurtarmaya bak! Sen kurtulduktan sonra kaybedenler sana zarar veremeyeceklerdir. Ancak sen kaybettikten sonra kazananların da sana bir faydası olmayacaktır.
Herkesin inkar ettiği bir ortamda senin de inkar etmen ne kadar doğru bir davranış ise herkesin açık giyindiği bir ortamda senin de açılıp saçılman o kadar doğru bir davranıştır.
Herkesin laik veya seküler olduğu bir dünyada senin laik veya seküler olman doğru bir davranış olarak değerlendiremeyiz. Ya da herkesin feminizm dinine kaydıkları bir zaman diliminde senin de bu düşünceyi savunmaya girişmen cennete gitmene en büyük engel olacaktır. Cennete giden yol Allah’ın tarif ettiği yoldur. Yan İslam yoludur.
Feminizm dini ne yazık ki kadınlarımız arasında hızla yayılmaktadır. Kitle iletişim araçları, reklam ve propoğandalar bu yayılmacılığı daha da hızlandırmaktadır. Bu vesileyle Feminizm dinine inanan insanların sayısında her gün çoğalmalar meydana gelmektedir.
Ancak bu dinin kızlarımız ve kadınlarımız arasında son dönemlerde hızla yaygınlık kazanıyor olmasını, bu dinin doğru olduğu manasına yorumlamamız mümkün olmayacaktır.
Yorumlar
Kalan Karakter: