“ Öncelikle seni tanımak isterim?”
“Adım Zerduşan soyadım Avesta. Şanlıurfa’nın bir köyünde 1970’lerin başında gözlerimi dünyaya açmışım. Okula neredeyse hiç gitmedim. Okumayı ve yazmayı çobanlık yaparken kayaların üzerine küçük taşlarla çizikler çizerek öğrendim. Çok kitap okudum, hala okuyorum. Babam vakti zamanında bana Muhammed ismini vermiş. Hiç sevmedim bu ismi. Bu isim sanki demirden yapılmış bir elbise gibiydi, büyüdükçe bana dar gelmeye, kendimi tanıdıkça kemiklerimi sıkmaya, fikirlerim geliştikçe kafamı zonklamaya başladı. İşin vahametinin farkına vardığım ilk anda hemen mahkemeye baş vurdum ve boşandım. İsmimi de soy ismimi de değiştirdim. Derin bir nefes aldım o gün. Mahkeme kararını bir Cuma günü öğle vaktinde almıştı. O günden beri sırtımdan tonlarca ağırlık kaldırılmış gibi hissediyorum kendimi.”
“Müslüman bir ailede doğdun, Müslüman bir isim aldın ve şimdi İslam’a karşısın.”
“Evet, Bu dünyada en çok kızdığım şey İslam. Her kitabı okudum ama Kur’an’ı hiç okuyasım gelmedi. Müslüman bir ailede ve Müslüman bir ülkede hatta peygamberler şehrinde dünyaya geldiğime hayıflanırım çoğu zaman. Ancak bu benim tercihim değildi. İstasyonda makas değiştirirken çok takıntı yapmıştım. Şimdilerde tercihim olmadığı için de çok takıntı yapmıyorum.”
“Geçmişin Müslüman. Buna rağmen ağzından çıkan her bir sözle, dile getirdiğin her bir konuyla, sosyal medyada yaptığın her bir paylaşımla Din-i Mübin-i İslam’a saldırman ve adını Zerduşan yapmana rağmen sana ilk ağızdan sormak istiyorum: “Müslüman mısın?”
Zerduşan: “Sorman gereken en son soru buydu. Hoşlanmam böylesi sorulardan. Onu da en başta sordun. Kitabı sondan okumak bu olsa gerek. Ben de uzatmadan cevap vereyim. Hayır, Müslüman değilim!”
Her gün, her platformda, eline geçirdiği bütün kozlarıyla dinime, imanıma, kutsi değerlerime saldırmak için pusuda bekleyen bu adamın asıl niyetini öğrenmek istiyordum. Bunun için de kendisine: “Müslüman olmayışının sebebini öğrenebilir miyim? Niye inkar ediyorsunuz?” diye sordum.
“Benim gözümde Allah yok, Muhammed öldü, kitap yandı, İslam da son bir asırdır duman oldu havaya karıştı. İçinde yaşadığım toplumun insanları hep bir ağızdan Müslüman olduklarını söylerler. Ben de Müslüman olmadığımı, Kur’an’a ve peygambere inanmadığımı içtenlikle vurgulamak istiyorum. Özgürlüğümü yaşamak istiyorum. Kimsenin baskısı ve zorlamasına tahammülüm yok.”
“İslam dinine tabi olmak özgürlüğü elinden alınmak mı demek?”
“Evet, Tutsak gibi şu ibadete koş, şunu şöyle yap, şu kadar paranı dağıt, vs.”
“Müslüman olmayı düşündünüz mü hiç?”
“Hayır, hiç düşünmedim. Bu konuyu düşünmek de istemiyorum. Müslüman olmam için hiçbir sebep de bulamıyorum ortalıkta. Kalbimi yıllar önce serbest bırakmıştım. Bana neyi telkin ederse o demiştim kendi kendime. Hala o sözü verdiğim yerdeyim. Bu vesileyle kendimi dogmalardan, safsatalardan kurtardım. Ben özgür ve özgünüm şimdi. Kalbim ayaklarıma emrediyor ben de ayaklarıma tabi oluyorum, durdukları yerde duruyor, yürü dedikleri cadde ve sokaklarda yürüyorum. Hem bilim denilen olgunun olduğu bir dünyada dini telkinlere ihtiyaç olacağını da tahmin etmiyorum.” diye cevapladı.
“Anladığım kadarıyla senin için inanmanın, dine bağlanmanın, dini değerlerle hareket etmenin hiçbir gerekçesi yok yani?”
Zerduşan: “Evet, inanmam için hiçbir sebep bulamıyorum. O yüzden inkar ediyorum, O yüzden karşı çıkıyorum, o yüzden Allah yok, peygamber yok, ahiret yok diyorum. O yüzden bilmeden inanmak isteyen insanların önüne geçerek set olmak istiyorum. Her platformda sesimi yükseltiyorum, avazım çıktığı kadar da yer-gök, dağ-taş, ins-cin duysun diye bağırıyorum. Dinsizliğimi ilanen duyuruyorum yani. İnanmak için herhangi bir neden duymak, görmek ve karşılaşmak da istemiyorum. Var olan aklım, geçmişten gelen insanlığın ortaya koyduğu kültürel birikim bana da, sana da insanlığa da yeter.” dedi.
“Elhamdülillah ben Müslümanım ve Allah’ın dinine tabi olanlardan olmak istiyorum. Ve sahip olduğum inancımın samimi olmasını diliyorum. Ve yine ben Allah’ın emir ve yasakları doğrultusunda bir yaşamı kurgulamak istiyorum bu dünyada. Sizi bilmem. Dünya bir imtihan arenası. Dileyen iman eder dileyen inkar eder. Senin için ortada inanman için hiçbir sebep yok. Sen de inanmıyorsun. Öyle mi?”
“Evet inanmıyorum. Ortada her hangi bir sebep olsun veya olmasın; inanmadığımı, inanmak istemediğimi, inananları sevmediğimi, dini ritüellerden köşe bucak kaçtığımı açıkça belirtiyorum. Gizli kapaklı iş yapmayı da hiç sevmiyorum.”
Yorumlar
Kalan Karakter: